DİĞER
"Erkeklerin yazdığı erkek karakterleri okumaktan sıkılmıştım. Kadın karakterleri daha karmaşık, daha incelikli, daha zeki buluyorum. O kahramanın katmanlarını tek tek kurmak, çelişkilerini, kararsızlıklarını, kadın-kadına dinamiklerini yazmak bana eğlenceli geliyor."
"Sanmıyorum ki daha önce Patrik’le bu kapsamda bir söyleşi yapılmış olsun. Ne Türkçede ne de hatta Yunancada… Elçin Macar’ın Patrik’in tam güvenini kazanmış olduğu açık. Bu nehir söyleşi, Patrik’in açıksözlülüğüyle Macar’ın bilinçli sorgulayıcılığının buluştuğu çok yararlı bir kaynak olmuş."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Köy sadece iktisadi gelişme, kalkınma, yozlaşma, sömürü gibi konularda yazarların fikirlerini ortaya koyabilecekleri bir sahne işlevi görmez, başka iki konuda da edebiyatçılar için kullanışlıdır. Cinsellik ve halkla aydın arasındaki uçurum."
"Baudrillard’ın eskiden aşırı tüketim ve haz toplumunu eleştirmek ve tıkanıklığa işaret etmek için sorduğu bir soru vardı: Orjiden sonra ne yaparsınız? Orjiyi mutlak açılma ve özgürleşmenin metaforu olarak görürsek, bu sergi bu soruyu tersten soruyor gibi: Kapanmadan sonra ne yaparsınız?"
Bugün şu saatte, belki gecenin köründe bir metinle baş başa saatlerini geçiren tüm kadın çevirmenleri her dönem ilgilendiren, hiç bitmeyen bir gündem var.
Muharrem Erbey: Unutturmak için çaba varsa, unutturmamak için de bir çaba olmalı dedim. Onu görünmez kılmak için çaba varsa, onu görünür kılmak için de çaba olmalı dedim...
Ahmet Özcan: Kürtlerin “trajik eşkıya miti”ni devlet seçkinlerinin “Devletin yenilmezliği ve ölümsüzlüğü” mitiyle çarpışan siyasal bir karşı-mit olarak da ele aldım
Haydar Ergülen'in 1979 yılında, ODTÜ'deki öğrencilik yıllarında, "Yasak" dergisi için kaleme aldığı yazısı K24 okurları için Evvel Zaman sayfalarında...
Gezi edebiyatının bir tür olarak ortaya çıkışı modernite ve kapitalizmin gelişim sürecindeki birtakım teknik, sosyal, siyasal ve ekonomik etmenlerin çakışmasının sonucudur...
Mekruh için bir yerin hangi dinden hangi ırktan olduğu değil, hangi parayla dolu olduğu önemli olduğundan Amerigonya’dan hoşlanmasa da parasına tapar, o şehrin parasını küplerde biriktirmekten özel bir zevk alırmış
Mekruh, ESERİM dediği bu şehirle övünüyordu artık. Her şey tam istediği gibiydi. Alçaklar alçaklarla yarışıyor, zulüm zulmü besliyordu. Devlet düşmanlardan temizlenmişti, farklı düşünen herkes sarayın dışına atılmıştı...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.